17 Mayıs 2017 Çarşamba

Manço'dan önce Doğukanım



Doğukan Manço deyince hemen aklımıza “Barış Manço’nun büyük oğlu” imgesi gelir. Doğukan Barış Manço’nun oğlu olmaktan gurur duyuyor ama öncelikle de kendi ismiyle, kendi yaptıklarıyla bilinmek istiyor. Manço geçtiğimiz günlerde DJ olarak sahne almak için Eskişehir’deydi. Manço ve proje ortağı Funda’yla Eskişehir performanslarından hemen önce bir röportaj gerçekleştirdik. Manço’nun ABD günlerinden, Survivor tecrübesine kadar farklı konulardaki sorularımıza yanıtlar aldık.

Hep sorula bir soruyla başlayayım. Yeni çalışmalar, projeler nasıl gidiyor?

Funda’yla yeni bir projeyle başladık. Beklediğimizin üzerinde ilgi gördük. Cover değil de sıfır bir şarkı yapalım istedim. Fundayı aradım ertesi gün ve buluştuk. Standartların üzerinde bir klip çektik. Fundayla biz Belçika’dan tanışıyoruz ama iş için hiç bir araya gelmemiştik. Funda’yla birlikte hiphop tarzı çalışmalarımız devam edecek.

Sahnenizde vazgeçmem dedikleriniz müzik türleri nelerdir?
Sanırım R&B ve Reggaeton olmadan müziğimden keyif alamam.

Manço: “Ben de iletişim okudum”

Müzikten önce radyoculuk yıllarınız var sanırım.
İlk 1998’de teknik lisede Radyo-TV ve Gazetecilik okuduğum yıllarda başladı. Yurt dışına gittim geldim ve radyoculuğa 2010 yılına kadar devam ettim. Yurt dışında internet üzerinden ve FM bandından ortaklarımla birlikte Florida Türk radyosunu kurduk. Onlar yatırım konusunda yardımcı oldu, ben de tecrübemle katkıda bulundum. Bu yıllarda Türk geceleri düzenledik ödüller aldık. Türkiye’ye döndükten sonra da askere gidene kadar devam etti radyo geçmişim. Askere gitmemle birlikte DJ’liğe başladım. Komutanların düğün ve sünnet, 23 Nisan şenlikleri derken bu performansımı sahneye taşımam gerektiğini düşündüm.  Askerlik sonrası da profesyonel DJ’liğe başladım. 6 yıldır devam ediyor. İleride vaktim olması durumunda yeniden radyolara dönebilirim.

8 yıl Amerika yaşamışsınız. Orada neler yaptınız?
Aslında yoğun, keyifli ve bir o kadar da zor bir tecrübe oldu benim için. Boyacılık, servis şoförlüğü, vale, garsonluk, radyoculuk. Şu an baktığımda iyi ki yapmışım diyorum. Türkiye’ye döndüğümde şu an çalıştığımız ekip arkadaşlarımızla uyum içinde çalışabilmemi o günlerde edindiğim tecrübelerime bağlıyorum. Alın terinin ne demek olduğunu öğrendim. Bir şarkımızda da “öldürmeyen her darbe güç verir bana” diyoruz. Yaşanmışlıklarımızdan gelen sözümüzdür bu.

Çocuğum olursa motor sporlarına ilgisi olsun demişsiniz.
Motora karşı ilgim var ama tutkulu değilim. Erkek çocuğum olursa baba eksikliğim yüzünden yaşayamadığım şeyleri oğlumla yaşamak istiyorum. Motor sporlarına ilgim 5-6 yaşında başlıyor. Uzaktan kumandalı arabalarla oynarken onları bozup tekrar parçalarını bir araya getiriyordum. 15 yaşına geldiğimde profesyonel carting  yarışlarına  başladım. 18 yaşına geldiğimde annem beni yarış okuluna gönderdi ve pist yarışlarına katılmaya başladım. 2007’de Amerika’da olduğum yıllarda da drift yarışlarına başladım. O zaman daha Türkiye’de başlamamıştı. Benim Türkiye’ye gelmemle birlikte başladı. İlk pilotlarından biriyim o yüzden. Son klibimizde de motor sporlarındaki hünerlerimi sergilemek istedim.

“Survivor’a kendi kimliğimi kazanmak için katıldım”

Bir dönem Survivor’da yarıştınız. Bu sürecin size etkileri oldu mu?
Ben 2013’te Survivor’a katıldım. Bu benim stratejik bir yaklaşımımdı. Amacım kendi kimliğimi kazanmaktı. Ben ne yaparsam yapayım babam Barış Manço üzerinden gösterildim. Bu benim için elbette gurur verici ve bunu sonuna kadar gururla taşırım. Benim istediğim önce Doğukan Manço diye bilinmek ama aynı zamanda Barış Manço’nun da oğlu olmak. Bunu bu ayrımla yapmaları için çabaladım. İnsan her zaman birey olarak tanınıp sevilmek ister. Ben kendi başarılarım ve başarısızlıklarımla anılmak isterim. Bunların aileme yansımasını istemem. Nitekim katıldığım yarışmada ikinciliğe kadar çıktım. Bu başarım yüzünden Survivor All Star’a bir daha davet aldım. Bu yarışmanın bana en büyük kazanımı kimlik kazandım. İnsanlar dışarıda beni ismimle çağırmaya başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder