
Ekip
nasıl oluştu?
Ekip olarak Anadosk’ta (Anadolu
Üniversitesi Doğa Sporları Kulübü) tanıştık. Kulüpte 4 yıldır faal bir şekilde
çalışıyorduk. 3 yıl önce bir proje yapmak istedik. Anadosk erkeklerin egemen
olduğu bir kulüptü. Biz bunu yıkmaya çalıştık. O nedenle 3 yıl önce Frig
Vadisi’ne 6 kadın yürümek istedik. Valilik’ten izin istedik ama izin alamadık.
O yüzden proje iptal oldu.
“Bisiklet
kullanmayı bilmiyordum”
Bisiklet
projeniz nasıl ortaya çıktı?
Dağa tırmanalım dedik. Uzun bir
süre alacaktı o yüzden bisikletle bu eylemi yapmaya karar kıldık. Bisiklete 4
kadın olarak çıkmaya karar verdik. Ben bisiklet kullanmayı bilmiyorum.
Bisikletim de yoktu. Arkadaşımdan ödünç bisiklet aldım. Ama fiziksel olarak
hazır olmadığım için kondisyon kazanmam gerekiyordu. Antrenmanlarla kendimi
geliştirdim. Projeyi gerçekleştirmeye karar verdiğimiz zaman sponsor arayışına
girdik ama hiçbir şekilde Eskişehir’den bir sponsor bulamadık. Sporcu Alper
Dalkılıç bize yardımcı oldu. Bizi Dilek Ergül’e gönderdi. Kendisi bir denizci.
Hedefi bir kadın olarak kendi botuyla Atlantik Okyanusu’nu geçmek. Her konuda
bize Dilek Hanım yardımcı oldu. Beslenme, konaklama gibi konularda tüm
ihtiyaçlarımızı bu ekip karşıladı. Bireysel bir sponsorluk yaptılar bize.
Arkadaşlarımızdan da ekipmanla ilgili destekler aldık. 4 Kadın 400 Kilometre
ismini verdik projemize. Fethiye’den İzmir’e kadar pedal çevirdik.
Tanıtımınızı
nasıl yaptınız?
Facebook sayfamızı çok iyi
kullanamamıştık ilk projemizde. İkinci projemizde daha başarılı kullandık
sosyal medyayı.
Ne
gibi zorluklar yaşadınız yolda?
Kondisyon açısından çok fazla
sıkıntı yaşamadık. Ancak bazı yerlerde yol çok eğimliydi. Yol boyunca birkaç
yerde lastiğimiz patladı. Bu bize farklı maceralar yaşattı ve yol boyunca
insanlarla tanıştık. Bir gün Milas yolundayken kent konseyi bizimle iletişime
geçti ve bizi karşılamak istediler. Araçlarıyla bizi karşıladılar. Araçlara
yetişmek için hızlı sürmek zorunda kaldık. Bu esnada susuz kaldık. Geride
kaldığımız için bize şaşırdılar. Basın açıklaması yapmak için bizi acele
ettirdiler. Reklam amacıyla bizimle görünmek istediklerini düşündük. Böyle
olmasını istemezdik.
Projelerinizdeki
amacınız neydi?
Kadın cinayetleri, çocuk
istismarları, doğa katliamları, Özgecan olayı, kadına karşı şiddet, Soma
faciası gibi konuları unutturmamak. Gittiğimiz yerlerde bu konulara ilgi
çekmeye çalıştık.
2.
Projenizden de bahseder misiniz?
Bu projeye “Pedalladıkça
Güzelleş/tir” ismini verdik. 9 Nisan – 16 Nisan tarihleri arasında turumuzu
gerçekleştirdik. Geçen yıl kaldığımız yerden tura devam ettik. Özellikle böyle
yaptık çünkü kadına şiddet konusunda mahkemeler birçok konuyu yarıda bırakıyor
ve davalar sonuçlanmıyor. Biz tura kaldığımız yerden devam ederek bir mesaj
vermek istedik. Bu seferki rotamız İzmir’den Çanakkale’ye kadardı. Biz
istiyoruz ki kadınlar bisiklete binsin, fotoğraflarını paylaşsınlar ve özgür
olduklarını göstersinler.
Sponsor
bulabildiniz mi bu sefer?
Geçen yılki tur bizim için bir
avantaj oldu. Bizi tanıdıkları için sponsor bulmamız daha kolay oldu. Tepebaşı
Belediyesi’ne gittik ve bize sponsor olmayı kabul ettiler. Benim yine bisikletim
yoktu. Accell Bisiklet firmasına bir teklif sunduk. Projeden bahsettik. Sponsor
olmayı kabul ettiler ama bizim markamızla yola çıkacaksınız diye şart koştular.
Sporcu Alper Dalkılıç’ın yine çok büyük katkısı oldu bu projede. Dilek Hanım da
bize destek olmaya devam etti. Temamız yine aynıydı. Gürkan Genç isimli bir
başka profesyonel bisikletçi de bize destek oldu. Ulaşım, konaklama, ekipman
malzemeleri gibi ihtiyaçları bu sponsorlarımıza borçluyuz.
Bu
seferki yolculuk nasıl geçti?
İzmir’den bisikletleri teslim
alarak yola çıktık. Yol boyunca bisikletleriyle bize eşlik eden kişiler de
oldu. Yol boyunca yerel insanlarla, özellikle yaşlılarla oturup konuştuk.
Onların moral motivasyonuyla yola devam ettik diyebilirim. Sadece 2 yerde otelde
kaldık. Onun haricinde kaldığımız yerler tanıdığımız kişiler veya
yakınlarımızın yakınlarıydı. Bunlar bize çok güzel tecrübeler yaşattı. Tur
boyunca ciddi bir problem yaşamadık. Sadece Çanakkale’de turu tamamlarken Emine
arkadaşımızın zinciri kırıldı. Bunun haricinde bir sorun yaşamadık.
Neden
2 projede de Ege kıyılarını seçtiniz?
Hava koşulları daha uygundu. İç
Anadolu’da veya Doğu Anadolu’da yapmamız pek kolay olmazdı. Eskişehir’den
çıkarken çok fazla kalın kıyafet almıştık yanımıza. Ege bölgesine gittiğimizde
bundan pişman olduk ve kıyafetlerimizi Fethiye’de bir hostele bırakmak zorunda
kaldık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder